‘Eyvah yılbaşı geldi!’
Hafta sonumuza damga vuran bu panik cümlesi elbette annemden geldi. Buradaki önemli mesele 2015’i, 2016’sı falan değil. Yani aslında yeni gelen yılın pek bir önemi yok. Gerçekten yok. En azından annem için öyle…
Önemli olan şey; alışkanlıklar… Hediyeler, alışverişler, çarşı çarşı gezmeler, dolaşıp dolaşıp yine de bir şey bulamamalar vs, vs…
2015’in son günlerinde neredeyse tüm yılın günahlarından kendimi arındıracak bir şey yaptım. 60’lı yaşlarının henüz başında olan annem ve teyzemi dijital alışverişle tanıştırdım. Evet, büyük bir mücadele olduğunu itiraf etmem gerek.
Onları dijital alışverişe ikna etmemdeki en etkili şey zamandan mükemmel bir şekilde tasarruf edeceklerini söylemem oldu. O AVM senin, bu AVM benim, orada da şu mağaza açılmış diye diye dolaşmalarına gerek olmadığını güzelce anlattım. Zamanlarının önemli bir kısmının yollarda, trafikte, kasa kuyruğunda geçmeyeceğini söyledim.
Onları önce dijital alışveriş beraberinde de dijital cüzdanla tanıştırdım. Kime ne almak istiyorlarsa tamamını sadece birkaç saat içinde aldık. Böylece gayet verimli bir hafta sonu geçirmiş olduk. Onlar da hem harcama limitlerini kontrol edebildiler hem de hedefe odaklandıkları için gereksiz harcama yapmaktan da ister istemez kaçındılar.
İşin sıkıntılı kısmı biraz benim için oldu. Alışverişlerin tamamını ilk aşamada alışmaları için beraber yaptık. Çok harcama yaptılar ama katma değeri en yüksek bir hafta sonunu beraberce geçirmiş olduk.
Sevgiyle kalın.
Pınar Akdoğan